9 Aralık 2012 Pazar

NE Varsa Eskilerde Var

Silk satin with silk and metallic-thread embroidery
LACMA

France or Italy, 1730-1740. Silk satin with silk and metallic-thread embroidery, guipure and gaufrure.
White silk bodice with green velvet trimming. Made by dressmaker Alice Mendenhall, St. Paul, Minnesota.
1895/1897
Source: Minnesota Historical Society
Source : leslieguerrero
1894, Museum of New Zealand
 Kaynak
 Moda, vücudun doğal görünüşünü kültürel malzemeler kullanarak dönüştüren bir sanat olarak düşünülmüş olabilir. Çekiciliği arttırmaya ek olarak beğeni kriterleri, sosyal durumu ve seksi iletir. Evrimsel süreçle bağlantılı olarak tavus kuşu benzetmeleri, insanın doğallıktan dünyayı geçtiği bir yol olarak düşünülmüş olmalı... Delmek, dövme yapmak gibi fiziksel dekorasyon, deriyi kazımak, halhal, o kişinin kendisi hakkındaki bilgiyi yansıtır. . Çoğunlukla insanlar çıplaktan ziyade giyindiği zaman arzu edilir veya çekiciliğin unsuru olur. Bu sadece basitçe giysilerin, tümden kusurları örttüğü için değil aynı zamanda giydirirken bilgiyi iletmeye ek olarak, süslenmiş ve giydirilmiş bir vücut aldatıcı da olabilir.

Minoan'ın, (İ.Ö. 1800) ayarladığı korseler, kadınların belini incelterek estetik görünüme katkıda bulundu ve göğüsler kendini gösterdi. Hem Romenler hem de Mısırlılar, bu tarzı kullanarak modaya uyarladı. Eski Romalı şair Ovid'in şiirlerinde, yaşamından şikayet eden kadınların saç şekillerini ne kadar sık değiştirdiğinden bahseder.

Fransız olan antropolog Marcel Griaule, Afrika'da Dogon Kabilesinde yaşayan kadının, doğal kutsal olduğunu düşündüğü güzelliğini ortaya çıkarmak ve arzu edilirliğini arttırmak için kullandığı aksesuarlara dikkat çeker.

Rönesans döneminde kadınların sıkça tercih ettiği dekolte elbiseler, dişiliği teşhir edici özelliği ile gündemdeydi. Gerçekten bu moda demekti.

Üst sınıflara hizmet eden ve süt anneliği yapan kadının giysilerinde yaptığı bu görevi belirtmek ve aynı zamanda göğüslerini rahatlıkla çıkarabilmesi için elbise tasarımında kolaylıklara gidildi. 1940'lı yıllara kadar bir kadının bebeğini emzirme sürecinde oluşan sarkmalardan rahatsızlık duyulmazken, 1940'lı yıllardan itibaren göğüslerin gerilmesi ve sarkmalara karşı önlemlerin alınması yönünde istekler ortaya çıktı.

1850 yılında kadınlara magazinsel bilgiler veren 'Godey' kitabı vardı. Şiir, oymacılık ve güzellik üzerine makaleleri içeren 'Godey' endüstriyel devrimin bir sonucuydu. Daha doğrusu sanayi devriminin getirdiği giyimdeki standartlaşmanın bir sonucuydu. Çünkü, standartlaşma beraberinde modelite kavramını getirdi. Ve bu anlamda ilk modelleri üstelik canlı mankenleri çalıştıran Charles Frederick oldu.

19. yy. ise korselerin Amerikan ve İngiliz kadınların bolca giydiği bir zaman dilimi oldu. Victoria döneminde kadınlar, sıkı korseli giysiler giyerken, kum saati figürünü çağrıştırıyorlardı. Bazı feministler bu durumun erkeğin kadın üzerinde ki kontrolünü arttırdığını varsayarak korseli giysilere karşı çıkıyorlardı.


1863 yılında Ellen ve Ebeneezer Butik açıldı ve ilk çirişlenen desenler terzileri yarattı. Bu yaratıcı icat olmadan önce, desenlerde standartlaşma söz konusu değildi, fakat dikiş makinesinin icadı ile desen üzerinde tam anlamıyla bir kontrol sağlanmasıyla butiklerde daha fazla çeşit olmaya başladı.

1890 yılında aktris ve sahne yıldızı olan Lillian Russell ideal bir güzellik sembolü olarak opera sahnelerinde boy gösteriyordu. 1879 yılına kadar weber'in operalarında boy gösteren bu yıldız gelecekteki güzellik ve moda kavramlarını haber veriyordu.

1914'te I.dünya savaşının başladığı yıllardı ve yıkım her yeri sararken Mary Phelps tarafından ilk Amerikan tarzı sütyen icad edildi. 1914'te "Arkasız sütyen" adı verilen bu sütyenin patenti alındı..

1920'de modacı, "Uçarı kız" modelini yaratan Paul Poiret oldu. "Uçarı kız", bedeni incelten korseyi atarak, kollar ve bacakları açığa çıkaran etekler ve giysiler giydi. Bu tarzın yaratılmasında, büyük kısmı Amerikalı şirket sahiplerinden oluşan paralı erkeklere fahişelik yapan kadınların bakış açısı vardı.

950' li yıllardan itibaren sinema sektörünün gelişmesiyle, moda ve sinema birbirine besler haline geldi. Sütun gibi düzgün bacaklar, bu dönemin tipik bir özelliğiydi. Marilyn Monroe ile güzellik ölçütleri fizik kanunlara meydan okuyan Barbie.

Kadınların toplumun alışılageldik kurallarını yıkarak önce pantolonu, arkasında süper mini etekleri giymeleriyle (ki öylesine kısa etekler giydiler ki kilotların görünmesi alışa geldik bir durumdu), 1960. Ama yinede 1965' lere kadar modanın etkilediği Amerikalı insan sayısı nüfusun %8 bile geçmiyordu ve 1967 de Londra, Dünya Modasının öncülüğünü yapmaktaydı. Bu dönemde ilk moda bir sahne sunumu olarak da gösterilmeye başlanmış, giysiler sahnede teşhir edilmeye başlanmıştı. Özellikle kadının bir canlı manken olarak sahnede kullanılmaya başlanması ve erotik iç çamaşırlara kadar her türlü giysinin sahnede sunulması feministlerin tepkisini çekmiş, 1968 de feministler sütyen yakma protestoları gerçekleştirmişlerdi. Bu dönemde moda merkezleri çoğalmış, Londra'nın yanında Paris, Chicago isimleride anılır olmuştu.

1971'lerden itibaren kadının cinselliğinin moda ve magazin sinemada hovardaca kullanıldığı ve bunun toplumsal bazda kabul gördüğü 80 öncesine bir geçiş süreci yaşandı. Erkek gözleri seksi kadınları ararken, kadın gözleri de erkeklere donuk ve salt içgüdüsel (hayvansal bir bakış da denilebilir) bir bakış atardı. Donuk ve baygın bakışlar bu dönemin bir simgesi denilebilir bir açıdan. Tabi ki bu dönem medyanın özellikle güzellik sektöründe etkisini iyiden iyiye hissetirdiği, ve yıldızları yarattığı dönemdir. Ve artık moda medyadan bağımsız düşünülemiyecek bir noktadır. Top modeller, sinema yıldızları, kapak modeller vs...





Victoria döneminde, çiçeklerin anlamları ile büyülenen insanlar, gerçek aşkı temsil eden gülleri düğünler için popülerleştirdi.
• Yine Victoria döneminde başlayan bir adet bugün şekil değiştirerek varlığını sürdürmekte. Gelin, kutlama alanını terk ederken en yakın arkadaşına, onu kötü ruhlardan korumak için buketini emanet ederdi. Şimdi rastgele havaya atılan buket bekar bayanlar arasında evliliğe en yakın olanı belirliyor.

Kaynak

16 yorum:

  1. o dönemlerde yasamış olmak ısterdımmm :))) tam benlık...cookkkk süslü ve kokoşşş:)))

    YanıtlaSil
  2. Serpil'ciğim o dönem kıyafetleri güzel de ,kadın hakkı diye bir şey yok. kocalarının, karılarını dövmesine izin veren yasalar varmış ve de kadına miras hakkı yokmuş, o dönem avrupasında. bir kıyafet giyecem diye kadın haklarından vazgeçmeye hazır mısın ? tek güzel tarafı güzel kıyafetler ve edebiyat, gerisi tam bir işkence kadın milleti için.

    YanıtlaSil
  3. Bu aralar hepimiz; tarihin sayfaları arasına fena düştük galiba :)
    Özellikle ilk görsel hem Rönesans hem IV Louise dönemini andırsa da kıyafet ve aksesuarlar daha yeniymiş gibi.

    Meraklandım ama gece çok geç; benim de uykum feci geldi.

    Belki bir iyilik yapar buraya biraz tarihçe de koyarsınız Filiz Hanım di mi?

    Görseller güzel ama ilki favorim.

    Kadın hakları ve dönem şartları konusunda söylediklerinize aynen katıldığımı bildirmekten onur duyarım efendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gidip uyuyun Nurdan Hanım'cığım :)tarihçesi konusunda yarın bilgiler yazarım. sizin kadar bilgilendirici olmasam da. :) iyi uykular :)

      Sil
  4. çok güzeller sırf bu kıyafetler için yaşanırdı yani de korse olayı fenaymış o zaman ya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. korseler dışında, elbiselerin kesimi ,kumaşlar ve danteller ilham verici.
      korse tam bir işkence makinası canım, o dönem kadınları da her yönden işkenceli bir hayat sürmüşler.

      Sil
  5. Yapılması da giyilmesi de çok zor gelir bana bu kıyafetlerin.Ama güzelliklerine diyecek yok,tam bir şölen.
    İyi pazarlar Filiz'ciğim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. görsel olarak güzel, bir güncük zevk için giyilir canım, öyle günlük giysek kafayı yeriz. kot pantolon ve eşofmana alışkın bizim gibi kadınlar mümkün değil bu dönem modası geri gelse kabul etmeyiz.

      Sil
  6. Ben çok sevmem bu kıyafetleri... Öyle kat kat girilmez içine lahana gibi oluyor insan. Ağır ağıııırrrrr, altında ezilirsin, korse sıkarrrrr, yerlere sürünür sürekli kirleniiirrrrr, ısıttığı da ne malum alttan hava alırsıııın :D Şekillerine diyecek yok ama ben o dönemlerde olsam bunalırdım herhalde, pek bir kasvetli gelir bana bunlar :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şenay, öyle deme bu elbiseleri giyip kumaş pazarına gitsen, salınsan pazarda fena mı olur?o dönem bizim osmanlı kadınları rahatmış canım, korse falan giymemiş.avrupa kadınları işkence çekmiş. ama iyiki bu dönem yaşanmış tüm moda akımları bu dönemlerden ilham almış. bugünün terzi kalıpları, dikiş teknikleri o dönlerden süre gelen bilgiler.
      insan incir yaprağı giyimden tee nerelere gelmiş, evrim geçirmiş.
      benim asıl merak ettim bu elbiselerle nasıl tuvalete gidiyorlar yahuu günlük yaşamda nasıl yaşanır ki bu elbislerle ?sürekli gelinlik giymek gibi bir şey.

      Sil
    2. Filizcim lavaboya gitmek için ya yardım alıyorlar malum o dönemlerde klozet falan olduğunu sanmam ya da gitmeyip akşama kadar saklıyorlardı herhalde :) Yoksa kat kat eteğin hepsine hakim olmak çok zor :) Valla günlük hayatta işkence gibi geliyor sanki :) Pazarda o kalabalıkta bu kıyafetle salınsam ezmedikleri yerim kalmaz eteklerimi yırtarlar basa basa :) Hem ittire kaktıra bir hal olurlar :) Ayrıca eteğin altına yünden birşeyler giymeliyim edirne soğuğu bir tarafından girip bir tarafından geçiyor insanın :)

      Sil
    3. şenay, o dönemlerde yaşasan pazara nasıl gideceksen düşün artık. o dönemin pazarları nasıldı aceb?
      filmlerde hiç öyle tuvalet sahnesi falan göstermiyorlar, hanımlar bu kostümlerle tüm gün rahat dolaşıyormuş gibi gösteriyorlar.daha bu eteklerin altında teller var, destekleyici yastıklar var. içi başka dert dışı başka. ama ilham veriyor canım ,modernize edilip günümüz modasına uyduruluyor bu dönem kostümleri.

      Sil
  7. Filiz Hanım;

    Tekrar geldiğimde gördüğüm bilgiler karşısında mest olmuş vaziyetteyim.
    Sizi ve zekanızı samimiyetle tek geçerim...

    Ellerinize sağlık; bu notu buraya yazdıktan sonra, yukarıdaki bilgileri tekrar okuyacağım...

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nurdan Hanım'cığım, bu bilgileri ben yazmadım, birileri yazmış ben de buraya kopyaladım. Benim marifetim değil yani. İngilizce bilsem de yabancı sitelerdeki bilgileri çevirip burada paylaşsam, daha güzel olurdu. Yabancı kaynaklar daha güzel.
      Ben teşekkür ederim güzel yorumunuz için :)

      Sil
  8. Filizcim, bu kıyafetler geçende sana bahsettiklerim ya,ah kıyamam yememiş içmemiş benim için fotoğraf eklemiş :) şaka bir yana hakikaten hey gidi günler heyy :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hayaliatölye, ben de seni düşünerek koydum zaten bu resimleri, geçen bahsettiğin tarife bunlar uyuyor demi :)demek bu kıyafetlere benzeyen elbiseler giydin haa şanslıymışsın.sandığında varsa o giydiğin elbiseler bloguna koysana çok merak ettim çok güzellermiş galiba, özlendiğine göre.hey gidi günler denecek kadar güzel bir moda akımıymış galiba.
      Çok teşekkürler Sevgiler...

      Sil